Birisi veya birileri herhangi bir şeyin imkansız olduğunu söylediği zaman, bu kişilerin aslında bilgi düzeylerinin ya da hayatı olan bakış açılarının biraz sığ olabildiğini anlayabilirsiniz. Çünkü imkansız dediğimiz şey hem kişiden kişiye göre değişir hem de dönemden döneme göre değişir. Peki bu ne demektir tam olarak? Bunun anlamı şudur. Önce kişisel olarak imkansızı bir tanımlayalım. Bir çocuk düşünün, 5 yaşında bir çocuk olsun. Bu çocuğun 100-150 kilo ağırlık kaldırabilmesi mümkün müdür? Değildir değil mi? Yani 5 yaşında bir çocuk bunu kaldıramaz. Ama bir sporcu bunu kaldırabilir. Ya da bir çocuktan da örnek vermeyebiliriz.

Aynı şeyi iki yetişkin arasında da kıyaslayabiliriz ve sporcu ağırlık sporuyla uğraşan bir yetişkin 200-250 kiloluk ağırlığı kaldırabilirken bunu normal bir insandan bekleyemeyiz. Bu ağırlığı kaldırmak sporcu birisi için imkânlı iken normal birisi için imkânsızdır. Bir de dönemsel olarak imkânsızlığı tanımlayabilirsek şöyle tanımlayabiliriz. Bundan sadece 150-200 yıl önce insanların aya çıkması mümkün müydü? Böyle bir şeye inanan birisi var mıydı? Bir araç yapıp insanları aya götürebilmenin imkânlı olduğuna inanılıyor muydu? Tabii ki de hayır. Buna imkânsız derdi herkes.

Kime sorsanız imkânsız derdi. Hele 300-400 yıl öncesine gitseniz bunu hayal eden birisini bile bulmanız çok zor olurdu. Ama yıl 1960'lara geldiğinde insanlar yaptıkları bir araç sayesinde aya çıkabildiler. Ve imkânsız olarak görülen şey imkânlı oldu. Bu da imkânsızlığın dönemselliği anlamına gelir. Bugün başarılamayan bir şey, bugünün imkânlarıyla başarılamayan bir şey yarın başarılabilir. Bu yüzden imkânsız aslında sadece sizin için imkânsızdır. Başka birisi için olmayabilir. Kendinizi değiştirerek imkânsızı imkânlı hale getirebilirsiniz. Ve çalışarak. Tabii her şey için değil. Bazı şeyler gerçekten imkânsızdır. Ama pek çok şey için insanlık bunu yapabilir.