Bugün insanlık, bilinen tarih boyunca geldiği en yüksek medeniyet seviyesine ulaşmış durumda. Gerek teknolojik, gerek bilimsel, gerek mental olarak, pek çok konuda geldiği en üst noktaya ulaşmış vaziyette. Öyle oldu ki, insanlık elindeki bilgi ve teknoloji ile artık doğanın kurallarıyla bir yere kadar oynayabilecek ve doğa üzerinde bir noktaya kadar hakimiyet kurabilecek konuma geldi. Ancak insanlığın elde ettiği bu güç aynı zamanda onun belki de çok kritik ve büyük hatalar yapmasına da sebep olmuş olabilir.

Çünkü deneme yanılma yoluyla ilerleyen insanlık artık büyük yanılgılara da gebe bir konuma geldi. İnsanlığın gücü arttıkça, yaptığı hataların sonuçları ve bedeli de tüm gezegeni etkileyecek boyuta gelmiş durumda. Günümüze bir bakın, bir sürü hastalık ortaya çıkıyor, iklimsel değişimler yaşanıyor, ya da dünyada su seviyesi giderek yükseliyor mesela. Peki bunların hepsi doğanın kendiliğinden yaptığı şeyler mi? Hayır.

Tüm bu yaşananlarda insanların yaptığı hataların büyük bir etkisi var. İnsanlık ilerlemeye çalışırken ve deneme yanılma yoluyla bunu başarırken, artık yanıldığı noktalar ve bu yanılgılarından geri dönemediği durumlar onun felaketine sebep olmaya başladı. Burada yanılgıdan geri dönülemeyen durum ise, hatanın bedelinin uzun zaman sonra anlaşılması ve bu uzun zaman içinde kurulan sistemin artık geri dönülememesinden kaynaklanan bir durum aslında. Ve bu artık gezegene bile zarar verir konuma geldi. Yani insanlık yavaş yavaş kendi fişini çekecek bir duruma sürükleniyor.