Herhangi bir konuda fikir etmek istediğini de düşünün. Ama o fikir bir türlü aklınıza gelmiyor. Bakıyorsunuz, bakıyorsunuz, düşünüyorsunuz. Ama bir türlü o ilham, o fikir aklınıza gelmiyor. Bu durumda iki olasılık var demektir. Ya düşünmeye çalıştığınız şey gerçek hayatta yoktur. Ya da siz düşünemiyorsunuzdur. Aklınız, zekânız buna yetmiyordur. Burada en kötü olasılık sizin zekânızın buna yetmemesidir. Çünkü sizin zekânızın buna yetmemesi demek. Başka birinin zekâsının buna yeteceği anlamına gelir. Başka birinin zekâsının buna yetebilmesi demek. Onu sizden önce bulacağı anlamına gelir.
Birisi sizden önce bulması demek ise sizden daha önce olacağını gösterir. Tabi işin daha da kötü yanı şu. Sizin bir şeyi bulamamanız, o şeyin gerçekte olup olmadığını da bilmemeliniz mi sağlar. Yani bir şey bulamıyorsanız, gerçekte de belki olmadığını da düşünebilirsiniz. Yani bir şey bulmadan aslında bir şeyin var olduğunu bilemezsiniz. Bu sebepten dolayı bir fikir bulamamak aslında çok karmaşık bir durumdur.
Yani düşünsenize, Einstein ve yanındakiler, yani o primer atom bombasını yapana kadar, atom bombası diye bir şeyin var olabileceği hakkında kimsenin bir fikir var mıydı? Yoktu. Belki de olamayacağını veya imkansız bir şey olduğunu düşünüyorlardı. Ama yapıldıktan sonra olabileceği anlaşıldı. Ve bunu düşünenler Amerika'da olan bilim adamları oldu. Ve o üç Amerikanın eline geçti. Çünkü o fikir Amerika'daydı. Sizin aklınıza gelmeyen bir fikrim, başka birinin aklına gelmesi hem büyük bir gizemdir hem de sizin açınızdan dezavantajlı bir durumdur.
Yorumlar
Belki de zamanı değildir
amerika: ben ne alaka?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız