İnsanın sahip olduğu hayal gücü, onun duyur organlarıyla algılayamadığı varlıkları, zihninin içinde kavramsal olarak inşa etmesini sağlayabilir. Bu sayede hiç olmamış olan şeylere inanabilir veya olmakta olan veya olmuş olan ama duyur organlarıyla algılanamayan varlıklara veya kavramlara da ulaşabilir. Zihinde inşa edilen varlıklar ise kavramsal şekilde karşımıza çıkacaktır. Onların görüntüsünü bilemeyiz, onların sesini duyamayız, kokusunu alamayız, tadamayız ya da hissedemeyiz ama o varlıklara kavramsal bazı özellikler yükleyerek inşa edebiliriz.

Örneğin, ben veya insanlık açısından uzaylılar kavramı bir gizem oluşturmaktadır. Şu anda kamuoyuna uzaylılar ile ilgili sunulmuş, net, kesin gerçekler bulunmamaktadır. Yani, uzay araçlarını görmüş olsanız bile, uzaylılar böyledir, uzaylılar şöyledir gibi kavram tanımları söyleyemezsiniz.

Kesin bilgi olmadığı için ise, yani duyu organlarımızla algılayabildiğimiz şekilde uzaylıları tam olarak görmediğimiz için, onları kavramsallaştırmaya başlarız. Örneğin, uzaylıların teknolojisi bizden daha üstündür. Uzaylılar bizden daha zekidir. Uzaylılar kafası büyük, gözleri büyük, göğsü küçük canlılardır gibi onlara kavramsal anlamlar yükleyerek bir uzaylı kavramı inşa ederiz. Ve onları varlık olarak kavramsal şekilde yaratırız. Ama gerçekte öyle olup olmadıklarını bilemeyiz tabii.