Yorgunluk işinin hayatımızda enteresan bir tarafı vardır. O da, yorulduğumuzu zannetsek bile aslında bu işin, yorgunluğa direnmedikçe artması, ancak yorgunluğa direnmedikçe azalmasıdır. Şöyle düşünün, hayatınızda çok çalışmak zorunda kaldığınız dönemlerde mi daha çok yorgun hissedersiniz kendinizi, yoksa hiç çalışmak zorunda kalmadığınız dönemlerde mi daha kolay yorulursunuz? Hangisinde daha kolay yorulursunuz?
Çalışmak zorunda kalmadığınız dönemlerde genellikle daha kolay yorulursunuz. Evet, bu ilk bakışta biraz ters gelebilir. Yani çok çalışmak nasıl olur da az çalışmaktan daha az yorulabilir diye. Çünkü çok çalıştıkça ve buna zorunda kaldığımız için hem psikolojik olarak hem de fiziksel olarak yorgunluğa direndiğimiz için yorgunluk eşiğimiz yukarı doğru çıkar. Ama az çalışırsak ve çok çalışmak zorunda değilsek yorgunluk eşiğimiz hemen aşağı düşer ve kendimizi en ufak bir şekilde yorgun hissetmeye başlarız.
Bu sebepten dolayı yorgunluk eşiğimizi yükseltmenin yolu ne yazık ki yorgunluğa direnip daha çok çalışmak için kendimizi zorlamaktır. Bu hem acı verici hem sinir bozucu bir süreçtir. Ancak yorgunluğa karşı olan eşiğimizi ancak böyle yükseltebiliriz. Ve işin kötü yanı, bu eşiği yorgunluğa karşı direnmeye bıraktığımız zaman boş iken hemen düşmeye başlar. Son derece can sıkıcıdır ve sinir bozucudur. Ama ancak yorgunluğa karşı direnerek bu eşiği arttırabiliriz.
Yorumlar
Yorgunluk aslında zorlandıkça azalır
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız