Bilgi denilen kavramı kabaca bir şekilde ikiye ayırırsak, karşımıza yoruma açık bilgiler ve yoruma kapalı bilgiler çıkabilir. Yoruma kapalı bilgiler, neden sonuç ilişkisi net ve bizim beş duyu organımızı algılayıp kanıtlayabildiğimiz bilgiler olarak tanımlanabilir. Örneğin, gerçekiminin varlığı veya suyun 100°C'de kaynaması gibi ölçülebilmiş ve hesaplayabildiğimiz bilgilerdir. Bir de yoruma kapalı değil de açık bilgiler vardır.
Örneğin, birisinin size karşı olan duyguları, hisleri, inanç sistemleri veya bunun gibi ölçemediğimiz, beş duyu organımızla algılayamadığımız kavramlardan oluşan bilgiler. Bir insan bu tarz yoruma açık kanıtlanamamış ve temelleri belli olmayan bilgilere hapsolup bunlarla yaşamaya başlarsa, böyle bir durumda bu insanın hayatında ne yanlışları biter, ne başına gelmedik bir şey kalır, ne de net bir yolda ilerleyebilir.
Oysa ki kanıtlanamamış veya asla kanıtlanması mümkün olmayan soyut bilgileri etrafında dönüp bunlarla hareket etmek, ne yazık ki bilmek yerine inanmakla ilgili olduğu için ve insan inanmaya bilmekten daha yatkın olduğu için genellikle başına gelen bir durumdur. Ne yazık ki insanlık inanmaya bilmekten daha yatkındır ve inanmak en çok yoruma açık bilgilere karşı olur.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız