Macarların Osmanlı topraklarına olan saldırısı ve bu saldırıların başında Macar komutan hünyadi Yanoş'un bulunması, Fatih Sultan Mehmet açısından geçmişe yönelik büyük bir intikam fırsatıydı ve bu fırsat değerlendirilecekti. Osmanlı ordusu Macarlara karşı bir saldırı başlattıklarında Sırbistan dönemi noktaları da ele geçirmeye başladılar. Sırbistan ile Macaristan arasında yaşanan en kritik problem ise din içindeki mezhep farklılığıydı. Sırpların Ortodoks Macarlarında Katolik olması Macarların Sırplara karşı yardım motivasyonunu önemli bir ölçüde azaltıyordu ve bu farklılıkta Fatih Sultan Mehmet tarafından son derece iyi kullanılabilecek bir durumdu.
Sefer ilerledikçe Osmanlı ordusu Sırbistan'ın iç kısımlarına doğru harekete geçerken, Macarlardan bir türlü beklenen kadar yardım gelmemesi ve bu çaresizlik altında Sırpların Osmanlı devletini yenemeyecek olmaları, Sırp kralının en sonunda Osmanlı devletinden barış istemesine sebep oldu. İki taraf arasında yapılan barış sağlanmıştı ancak, Hristiyanlar ve içinde Ortodoks ve Katolikler arasındaki çekişme, ayrım ve ayrışma, Osmanlı devletinin gerçekleştirdiği bu sefer ile iyice ortaya çıkmıştı. Katolikler sırf Ortodoks olduğu için yok olmanın eşiğinde olan bir Hristiyan devlete yardım bile etmiyorlardı. Yardım etseler bile bunu istenilen düzeyde yapmıyorlardı. Ortodoks ve Katolikler arasındaki bu büyük düşmanlık, Hristiyanların da Osmanlı devletine karşı gerçek bir birlik oluşturmasını engelliyordu. Bu ayrım ise en çok Balkanlarda göze çarpan bir ayrımdı.
Yorumlar
Acaba devamında neler olacak
Barış bir mecburiyet oldu
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız