Bunun üzerine İngilizler mayın tarama gemileriyle Boğaz'ı temizlemeye başladılar. Çanakkale'deki Türk askeri gücü ise geceleri yapılan bu temizlik harekâtına yeterli ölçüde müdahale edemiyordu. Bu noktada, az sayıdaki Türk ve Alman havacıların devreye sokulması kararlaştırıldı. Ağustos ayından itibaren bölgede keşif uçuşları yapan Pilot Üsteğmen Fazıl ve Üsteğmen Cemal Bey'in yanına, Yüzbaşı Sami Bey gönderildi. Ancak uçaklar yetersizdi. Üsteğmen Cemal Bey, bir ay kadar önce İstanbul'a giderek getirdiği 'Ertuğrul' adlı Bleriot XI-2 tipi bir uçağı kullanıyordu.
Üsteğmen Cemal ile Vahran Usta hem Ertuğrul'u denemek hem de keşif yapmak amacıyla sık sık havalanıyorlardı. Mart ayının ilk günleri de bu keşif uçuşlarının sıklaştığı bir dönemdi. Çanakkale'deki bölge kumandanlığından da denizdeki mayınların durumuyla ilgili sürekli rapor isteniyordu.
3 Mart 1915 günü Üsteğmen Cemal Bey ile Vahran Usta Boğaz'da keşif için havalandılar. Karşılaştıkları manzara birkaç haftadır gördüklerinden farklıydı. Boğaz girişinde hiçbir İngiliz mayın tarama gemisi yoktu. Birkaç kez Boğaz'i dolaştıktan sonra mayınların bir bölümünün geçit verecek şekilde temizlenmiş olduğunu gördüler. Bin metre yükseğe çıkarak keşif uçuşunu fark ettirmeden kumandanlığa döndüler ve mayınların temizlendiğini rapor ettiler. 8 Mart gecesi Nusret mayın gemisi, İngiliz karakol gemisinin kötü hava şartları nedeniyle yerini terk etmesini fırsat bilip aynı yere 20 mayın döşedi.
Mayınların temizlendiğini düşünen Müttefik donanması, 18 Mart 1915'te harekata başladı. Aynı akşamüzeri İngiliz ve Fransızlar, 4'ü mayın, 2'si de top mermisi tarafından olmak üzere, 6 savaş gemisi kaybettiler, İngilizler mayın hasarının, hazırlıksız oldukları yüzen mayınlar tarafından meydana geldiğini düşündüler. Ancak gerçekte, Nusret'in son döşediği yeni mayın hattına girmişlerdi. Saat 16.00 sıralarında Üsteğmen Cemal ve Alman pilot Sneidler keşif uçuşuna çıktılar. Düşmanın kesin olarak geri çekildiği belli olmuştu.
Üsteğmen Cemal anlatıyor:
"Düşman uçağına pek rastlamıyorduk. Çünkü biz 8 yüz ila bin metreden uçuyorduk. Yalnız gemilerden bize ateş açıyorlardı. Biz de onlara bomba atıyorduk. Bir tek bombayı kucağımıza alıyor sonra elimizle düşmanın üzerine atıyorduk. 18 Mart'tan sonra çekildiler. Cevat Paşa, bize kılıçlı liyakat madalyası verdi."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız