Mert Sandalcı 1996 yılında bir kartpostal satıcısında 12 adet fotoğraf buldu. Fotoğraflara vuruldu. Satıcı her ne kadar hattın yabancı bir ülkede olduğunu iddia etse de Sandalcı, fotoğraflardan hattın Kemerburgaz'dan geçtiğini anladı. Ama hat şimdi neredeydi? Neler yaşanmıştı, neden konuyla ilgili bilgi yoktu. Birkaç ay sonra, yine 1996'nın Eylül'ünde, Mert Sandalcı ve Emre Dölen'in yolları kesişti. Türk Tıp Tarihi Kongresi'ne katılan Mert Sandalcı, bir öğle yemeğinde Prof. Emre Dölen'in arkadaşlarına, Kemerburgaz civarındaki bir hattan ve bu hattın fotoğraflarından bahsettiğine kulak misafiri oldu.
Emre Dölen, elinde bu hattın yapımıyla ilgili birçok fotoğraf bulunduğunu ve hattın yapımı sırasında fotoğrafları çeken kişinin dedesi Hasan Mukadder Dölen olduğunu anlatıyordu. Yan masada oturan Mert Sandalcı daha fazla dayanamadı; söze karıştı ve sonunda her iki eldeki fotoğraflar bir araya geldi 'kayıp parçalar' birleştirildi! Emre Dölen ve Mert Sandalcı yollara düştüler ve adım adım arayarak dekovil hattından geriye kalan tek şeyi -hattın güzergahını- buldular. Sandalcı ve Dölen, 11 Şubat 1999'da başladıkları keşif gezisinde, ahşap köprülerin temellerini, işçi lojmanlarının temel kalıntılarını da buldular. Onlara bu gezilerinde yoldaşlık eden biri daha vardı: Kağıthane Belediyesi basın danışmanı Hüseyin Irmak.
Üç tren yolu sevdalısı orman içindeki yolda ballast kalıntıları, yarmalar, dolgular üzerinde ilerlerken bir gün hiç unutamayacakları bir şey oldu. Belki de onları en çok heyecanlandıran keşiflerini yaptılar. Dekovil hattının kilometre taşlarını bulmuşlardı: Üzerleri eski harflerle yazılı 8.9 - 9 ve 9.2 işaretli kilometre taşları yerlerine dikildikleri İlk günkü gibi duruyordu!
Ağaçlı ve Çiftalan köylerine ziyaretler yaptılar. Köyün yaşlılarıyla sohbet ettiler. Dekovil hattının yapımına tanıklık edenlerden hâlâ hayatta olanların anlattıklarını dinlediler. Dekovil hattı hakkında bilinmeyenler artık birer birer ortaya çıkıyor, gizem çözülüyordu. Sonunda, Prof. Emre Dölen, Mert Sandalcı ve Hüseyin Irmak, ayların emeğini, Kağıthane Belediyesi'nin bastırdığı bir kitapta topladılar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız