Avrupa'da Luther ve Calvin'in sözcülüğünü üstlendikleri yeni akımların, eskileriyle bir arada barınabilmesi ancak Otuz Yıl Savaşları'nda (1618- 48), Avrupa nüfusunun dörtte birinin yok olması sonucu gerçekleşebilecekti. İngiltere de bu sarsıntılardan payını almış, bölünmüş, çatışmalar ve idamlar hızlanmıştı. 1509'dan 1547'ye kadar İngiltere kralı olan VIII. Henry'nin yönetimi bu çatışmaların açılış perdelerine sahne oldu, Henry önce Katolikliği savunmuş sonra evliliğini iptal etmeyi reddeden papa ve piskoposlarıyla bozuşup giderek Protestan öğretisine yaklaşmaya başlamıştı.
Bu arada kilise mallarına el konması, ayrılıkları derinleştirmiş; kilise arazilerinden zenginleşen aristokratlar ve burjuvazi de Protestanları desteklemeye başlamıştı. Bu çatışmaların ülkeyi yıpratması üzerine, Parlamento 1534'te Kral'a yeni milli Anglikan Kilisesi’nin şefi olarak kilise ve devlet üzerinde kesin yetki veren “Üstünlük Yasası'nı kabul etti. Vatikan ile kopuş için, büyük bir adım atılmış gibi görünüyordu; ama İngiltere'de Katolikler de henüz son sözlerini söylememişlerdi.
Henry on yıllarında ülser ve frenginin kendisini yiyip bitirdiğini hissedince veraset için bir liste yaptı: İlk sırada, Jane Seymour’dan olan oğlu Edward, ikinci sırada, Aragonlu Catherine'den olan kızı Mary Tudor üçüncü sırada da Anne Boleyn'den olan kızı Elizabeth vardı. Listeyi burada kesti, çünkü dördüncü sıradaki Mary Stuart'ı istemiyordu. 1547'de VI. Edward tahta oturtulunca Kraliyet Konseyi naip olarak dayısı Edward Seymour'u seçti. O sırada İngilizler ile savaşan Fransızlar, beş yaşındaki Mary Stuart'ın adını kullanarak İskoçları isyana sürüklediler.
Somerset, İskoçları yendi; ama kardeşi Thomas Seymour, VI. Edward’ın sağlıksızlığını göz önüne alarak, tahta geçmek için komplolara başladı: Önce Mary Tudor'a, onra da Elizabeth 'e kur yaptı. Amirallik Lordu olarak hazineden çaldığı, paralar ile korsanlardan topladığı ganimetleri kullanarak silah biriktirmeye başladı. Komplosu ortaya çıkınca da 1549'da idam edildi.
Naip Somerset ise, aşırı ezilen fakirlere karşı ılımlı tutumu nedeniyle asilzadelerin öfkesini çekince, düşürülüp Londra Kulesi'ne kapatıldı. Edward döneminin sonraki dört yılı, Kral'ın kendisinin Katolik olmasına rağmen, güç dengeleri nedeniyle Protestanları tutan Warwick'in koruyuculuğunda geçti. Aristokratların ve zengin tabakanın politikaları çok açıkça desteklendi ve Katoliklere yapılan zulüm arttı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız