Amasya yavaş yavaş geride kalır; Kışla-ı Hümayun Yokuşu'ndan sonra Selağzı ve Yangınyeri daha sonra da tozlu 'Narlıbahçe Yolu' geçilir. Hızla ilerleyen konvoy bir kasisi geçtiğinde, 3. Ordu Müfettişliği'nin malzemesini taşıyan otomobillerden birinin bagajındaki büyükçe bir çanta, yola düşer: Bagajdaki malzeme iyi bağlanmamıştır. Otomobillerin gürültüsünden ve günün henüz aydınlanmamış olmasından dolayı, bu olayı hiç kimse fark etmez. Çantanın yokluğu, Tokat'a ulaşılıp mola verildiği zaman fark edilir. Tokat'tan acil bir telgrafla, Amasya'daki 5. Kafkas Fırka Komutanlığı durumdan haberdar edilir. Çantada çok değerli evrakların bulunduğu ve mutlak suretle ele geçirilmesi istenir.
Bu arada, Müfettişlik kafilesinde bulunan Osman Tufan Bey, çantanın bulunması için Tokat'tan Amasya'ya geri gönderilir. Osman Tufan Bey, sonraki yıllarda kaleme alacağı anılarında Kurtuluş Savaşı Hatıraları, Arma Yayınları) Amasya'da kaybedilen bu çantanın 'bir bavul' olduğunu yazacak, bavulun içinde de 6 bin lira bulunduğunu kaydedecektir. 5. Kafkas Fırka Kumandan Vekili Yüzbaşı Osman Nuri Bey ile, Amasya Polis Teşkilatı görevlileri, süratle konuyu soruşturmaya ve çantayı aramaya başlarlar. Komiser İsmail Efendi, Komiser Muavini Osman Efendi'yi 'kayıp çantanın bulunması için' görevlendirir. Bir gün sonra Tokat’tan Osman Tufan Bey de Amasya'ya gelerek aramalara refakat eder.
Yapılan ısrarlı takip sonucu, çanta söz konusu Ermeni'nin evinde ele geçirilir. Yürütülen soruşturmayı ve daha sonra yaşananları Komiser Muavini Osman Efendi'nin oğlu Mustafa Çağın’ın derlediği notlardan hareketle, torun Ayhan Çağın'ın anılarından öğreniyoruz. Bu notların kaynağı da dönemin Amasya'sından önemli bir sima olan eski müftü Abdurrahman Kâmil Efendi'nin torunu Nafiz Yetkin'e, Mustafa Çağın tarafından yazılan bir mektuptur. Amasya'da 1850'de doğan ve 1902 yılında tayin olduğu Amasya Müftülüğü görevini 1915'e kadar sürdüren Abdurrahman Kâmil Efendi; 12 Haziran 1919'da Amasya'ya gelen 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa'yı karşılayan heyetin içinde yer alır... Abdurrahman Kâmil Efendi, Mustafa Kemal Paşa'nın Amasya'da kaldığı süre içinde yakın çalışma arkadaşları arasına girmeyi başaran ve ona tam destek veren din adamlarından birisidir.
Notlara göre, soruşturma sonrasındaki olaylar şöyle gelişir:
" ... Sabahın erken saatlerinde (çanta) Askerlik Şubesi'ndeki vazifesine gitmekte olan Ermeni asıllı bir asker tarafından yol kenarında bulunmuş. Çantayı (Ermeni asıllı askerin) alıp götürdüğünü gören çocuklar (bunu), soruşturma sırasında söylediler. Askerlik Şubesi Reisi huzuruna çağırtılan asker, çantayı bulduğunu bir çuvala sararak gece evine götürdüğünü itiraf etmiştir. Derhal Ermeni asıllı askerin evine gidildi. Evdeki dolabın tahtaları arasında çuval içinde sakladığı görülmüş ve çanta ortaya çıkarılmıştır. Gerekli soruşturmanın ve incelemenin yapılabilmesi için bulunan çanta, Ermeni asıllı asker ile Müdde-i Umumiliğe (Savcılığa) götürüldüler. Bu arada Sivas'a ulaşmış olan 3. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa'ya çantanın bulunduğu müjdesi telgrafla bildirildi. "
Aynı notlarda daha sonra, çantada bulunanlara ilişkin ayrıntılar da yer alır:
"Müdde-i Umumilik'e çantanın açılıp açılmadığının tetkik ve tespiti için, çilingir davet edildi.
Yapılan muayene neticesinde, çantanın açılmadığı ve açılmasına da teşebbüs edilmediği anlaşıldı. Bu hususta gerekli zabıt varakası tanzim edildikten sonra muhteviyatının tespitine geçildi. Çanta içinden; 4 bin 500 lira nakit para bir adet kahverengi astragan kalpak bir takım sivil elbise, bir adet altın sigara tabakası, kırmızı mumla mühürlü iki adet büyükçe zarf çıktı. "
Aynı konuda Osman Tufan Paşa ise, Kurtuluş Savaşı Hatıralarında:
"6 bin lira gibi çok miktardaki para ile Sivas'a ulaştım"
demektedir.
Mustafa Çağın, babası Komiser Muavini Osman Efendi'den dinlediği anıları kâğıda dökmeye başladığı günlerde, Mustafa Kemal ile Amasya'ya gelen ve o zaman Erkan-ı Harbiye Binbaşısı olan Hüsrev Gerede ile, 1956 yılında mektuplaşarak bilgi almıştır. Hüsrev Gerede, Millî Mücadele döneminin o ilk günkü heyecanlarını hatırlatan duygu yüklü mektubunda çantanın kaybolduğunu ve Komiser Muavini Osman Efendi tarafından bulunduğunu doğrulamıştır. Hüsrev Bey, mektubunda şu satırlara yer verir:
".. Muhterem Mustafa Çağın Bey, 12 tarihli nutuk namenizi, dosya içindeki yazılarınızı aldım. Erzurum Kongresi'nde bulunmak üzere Amasya'dan Sivas'a geçerken çantanın kayıp olduğunu hatırlatan mezkûr Komiser Muavini Osman Efendi'nin Atatürk'ümüzü memnun eden gayret ve himmetlerini canlandıran vesika suretini almış olmakla hediyeyi memnun ve müteşekkir olduğumu bilhassa niyaz ettirmek istiyorum. “
Şimdi biz yine Amasya günlerine çantanın kaybolduğu 26 Haziran 1919’a dönelim: Mustafa Kemal Paşa’nın ısrarla bulunmasını emrettiği çantanın içindeki evrak ve malzemenin dökümünü içeren telgraf, Sivas'a 'acele' kaydıyla çekilir. Çanta içinden herhangi bir malzeme ya da evrakın kaybolmamış olduğu teyit edilir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız