Ünlü şeyhülislam ve tarihçi İbn Kemal, Gelibolu'dan söz ederken şunları söyler:
"Gelibolu'da doğan çocuklar timsah gibi su içinde büyürler. Beşikleri ecel tekneleridir. Sabah ve akşam gemilerin sesleriyle uyurlar."
Gelibolu, Piri Reis'in de memleketidir! Bugün, 'Piri Reis' adının hemen herkes tarafından bilinmesini sağlayan, çizdiği iki dünya haritasıdır. Bunlardan birincisi, 1513 yılında yapılmış ve 1517'de Mısır'da Yavuz'a sunulmuştur.
Bu harita, bir 'ilk' değildir. Bundan önce de 'eski Dünya’nın birçok haritası çizilmiştir ve bu çalışmalardan Osmanlıların, İslam coğrafyacıları vasıtasıyla, bilgileri vardır. 'Yeni dünya' Amerika'yı da gösteren haritayı ise Kristof Kolomb 1498'de çizmiş ancak bu harita daha sonra kaybolmuştur. Oysa Piri Reis, Kolomb'un bu haritasını görmüş ve onun dışında, 33 haritadan daha istifade ederek kendi haritasını çizmiştir. Piri Reis, Kolomb'un haritasını görüp ondan faydalanmanın ötesinde, Cenovalı kâşifin maceralarını da 'birinci ağızdan' dinleme fırsatını da bulmuştur!
Piri Reis, Kolomb'un tayfasıyla konuşmuştur. Nasıl olabilir böyle bir şey diyeceksiniz... İşte öyküsü: Piri Reis, amcası Kemal Reis'in elindeki esirler arasında bulunan ve Kristof Kolomb ile tam üç kez Amerika'ya gitmiş olan bir İspanyol denizciden dinlediklerini haritasının üzerine kaydetmiştir:
"... Kolomb bir ada görüp, ona varır. Karaya çıkmadan demir atar. Bu adanın halkı görürler ki kendilerine bu gemiden zarar yok, varırlar, balık avlayıp filikasıyla bunlara getirirler. Bunlar da hoş görüp onlara sırça boncuk verirler. Meğer Kolomb sırça boncuğun ol diyarda muteber olduğunu bulduğu kitapta okumuş imiş. Onlar boncuğu görüp daha ziyade balık getirirler. Bunlar da daima onlara sırça boncuk verirler. Bir gün bir kadının kolunda altın görürler, altını alıp boncuk verirler. Kolomb' un adamları derler ki, 'Varın daha altın getirin, size daha ziyade boncuk verelim". Anlar varıp daha çok altın getirirler. Meğer bunların dağlarında altın madeni varmış. Bir gün dahi birinin elinde inci görürler. İnciyi alıp boncuk verirler. Bunlar görürler ki boncuk verirler, daha çok inci getirirler. İnci bu adanın kıyısında iki kulaç yerde bulunur imiş..."
Oluşturduğu yeni dünya haritasında Piri Reis'in, Kolomb'un bugün elimizde bulunmayan haritasıyla İskenderiye Kütüphanesi'nden çıkma bir başka haritayı kullanmış olması, bu çalışmanın önemini artırmaktadır. Ancak Piri Reis'in Yavuz'a sunduğu bu dünya haritası da bugün, eksiktir. Elimizdeki kısım, İspanya'yı, Doğu Afrika'yı, Atlas Okyanusu'nu, Güney ve Orta Amerika ile Antil Adaları'nı içermekledir. Kayıp bölümün içeriğiyse bilinmemektedir.
Dokuz ayrı renkte boyayla renklendirilerek deri üzerine çizilmiş olan bu harita 86 santim boyundadır. Haritanın üst kısmı 61 santim, alt kısmı ise 41 santim genişliğindedir. Haritada rüzgâr gülleri ve çeşitli yön çizgileri bulunmaktadır. Harita üzerinde yapılan incelemeler, elimizde bulunan kısmın tam bir dünya haritasının bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır. Haritanın üzerinde, belirtilen yerlerin özellikleri ve kimler tarafından keşfedildiği yazılıdır. Ayrıca harita üzerinde bir kısmı hayali insan ve hayvan resimleri bulunmaktadır.
Piri Reis'in 1528 yılında Kanuni'ye sunduğu ikinci harita ise 8 ayrı renk boyayla ceylan derisi üzerine çizilmiştir. 68x69 santim ebatlarındaki bu haritanın da sadece bir kısmı elimizde bulunmaktadır. Haritada, Atlas Okyanusu'nun kuzeyiyle Kuzey Amerika yer almaktadır. Birinci haritada, eksik bilgilerden kaynaklanan kimi yanlışlıklar burada düzeltilmiş ve o güne kadar keşfedilmemiş kimi yerler boş bırakılmıştır. Bu durum, son gelişmeleri takip etme konusunda Piri Reis'in gösterdiği bilimsel hassasiyeti sergilemektedir.
Amerika'nın keşfine ilişkin olarak Piri Reis'in verdiği en ilginç bilgi, 'Kitâb-ı Bahriye' adlı yapıtında yer alır. Burada, Antil Adaları'nın denizciler tarafından 1465 yılında keşfedildiği yazılmıştır. Bu bilgi, Kristof Kolomb'dan önce Amerika yakınlarındaki adalara gelen denizcilerin varlığına işaret etmektedir. Piri Reis, haritasındaki Amerika kıyıları çiziminin yanına şu açıklamaları not etmiştir:
"İşbu kenarlara Antilya derler. 1492 yılında bulunmuştur. Amma şöyle rivayet ederler kim, Ceneviz'den bir kafir, adına Kolonbo derler imiş, bu yerleri ol bulmuştur. Kolonbo'nun eline bir kitap gelmiş ki Mağrib Denizi'nin (Atlantik Okyanusu) nihayetinde kıyılar ve adalar ve türlü türlü madenler ve dahi elmas dağı vardır deyü bu kitapta yazar. Kolonbo kitabın tamamını okuyup, Ceneviz ulularına bu okuduklarını anlatıp, 'Gelin bana iki pare gemi verin, varayım, ol yerleri bulayım' der. Bunlar, 'Mağrib Deryası'nın nihayeti mi bulunur?' derler. Kolonbo görür ki Cenevizlilerden çare yok, gider, İspanya Beyi'ne varır, hikayeti bir bir arzeder. Onlar dahi Cenevizli gibi cevap verirler. Ancak Kolonbo bunlara bıktıracak kadar ısrar eder. Sonunda İspanya Bey'i iki gemi verip, donatıp, 'Ey Kolonbo, eğer senin dediğin gibi olursa, seni ol diyara kapudan edeyim' deyip, Kolonbo'yu Bahr-i Mağrib'e gönderir."
Piri Reis'in birinci haritası 1929 yılında, Milli Müzeler Müdürü Halil Edhem Eldem tarafından Topkapı Sarayı'nda bulunur. Bilim çevrelerinde yoğun ilgi uyandıran haritaya ilişkin ilk araştırmayı da Prof. Paul Kahle yapar. Daha sonra Atatürk'ün özel ilgi ve emirleriyle haritanın tıpkıbasımı gerçekleştirilir. Ancak 1956 yılına kadar, haritaya ilişkin başka bir çalışma yapılmaz. Bir Türk amiralinin 1956'da Washington DC deki U. S. Navy Hydgrophic Office'e haritanın tıpkıbasımını hediye etmesi, Piri Reis haritasının öyküsünde yeni bir dönem başlatır.
Washington'daki eski haritalar uzmanı A. H. Mallery tarafından yapılan inceleme sonucunda ilginç bulgular ortaya çıkar: Piri Reis haritasının güneyindeki bölgeler, Antarktika’daki Queen Maud kıyılarının ve karşısındaki adaların, henüz buzullarla kaplanmadıkları zamana ilişkindir. Bu konuda 26 Ağustos 1956'da Georgetown Üniversitesi'nin düzenlediği bir radyo tartışması yapılır ve programa katılanlar Mallery'in fikrini destekler. Bu tartışmanın ardından Prof. C. Hapgood, iki oğlu ve 24 öğrencisinden oluşan bir ekip kurarak araştırmalara başlar. 'The Maps of Sea Kings' (Eski Deniz Krallarının Haritaları) adını taşıyan kitap, bu araştırmaların ürünüdür. İlk baskısı 1965’te, genişletilmiş ikinci baskısı ise 1979 yılında yapılır.
Prof. Hapgood'ın araştırmaları, Kahire'yi merkez alan hava fotoğraflarıyla Piri Reis'in haritasının inanılmaz bir benzerlik gösterdiğini ortaya çıkartır. Vincent H. Gaddes isimli bir araştırmacı ise 'American Indian Myths and Mysteries' (Amerika Yerlilerinin Efsane ve Gizemleri) adlı kitabında, Piri Reis haritası ve ona benzeyen bazı haritalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, bu haritaların bilinmeyen bir çağda çizilmiş haritaların kopyaları olabileceğini ileri sürer ve Amerika yerlilerinin efsaneleriyle bazı arkeolojik kalıntıları delil olarak gösterir.
Prof. Hapgood'ın kitabından esinlenen Allan W. Eckert de konusu Piri Reis'in haritası etrafında dönen 'The Hap Theory' isimli bir roman yazar. Romanın sonunda, dünya yok olmak üzeredir ve felaketten kurtulabilecek birkaç noktadan birisi olan Kenya'daki Nqaia kenti civarındaki bir depoya, Amerika Özgürlük Belgesi ve Amerikan Anayasası ile Piri Reis'in haritası da konulur.
Yorumlar
Tarihimizdeki en iyi denizcilerimizden birisi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız