Anadolu'yu kontrol altına almaları için Anadolu'da görevlendirilen Moğol komutanlar 1296 yılında ayaklanmaya başladılar. Zaten iyice zor giden ve çekilmez bir hal alan Anadolu toprakları, bir de onları yöneten komutanların isyan etmesi ve ağır vergiler toplaması üzerine daha da çekilmez bir hal aldı. Burada isyan eden Moğol komutanları durdurmak için başka Moğol komutanlar gönderildi. İsyanlar bastırıldı ama bu sefer de isyanı bastıran Moğol komutanlar arasında yine isyan edenler oldu.

Anadolu gerçekten de insanı ya da Moğol herkesi bir şekilde isyan ettirten, yoldan çıkaran bir yerde. Bu sefer Moğollar, Anadolu'daki isyanı kesin bir şekilde bastırmak için 30.000 kişilik bir ordu gönderdiler. Bu ordu, isyan eden Moğol komutanını da yenirgiye uğrattı ve isyan eden komutan idam edildi. Ancak bu isyanda şöyle bir sorun olmuştu 2. Mesud açısından. Bu sorun ise dönemin Moğol hanının bu Sultan Mesud'un da isyanlarda parmağı olduğunu, suçlu olduğunu düşünmesiydi. Çünkü 2. Mesud bu isyanlar sırasında Anadolu'dan çıkamamış ve Tebriz'e gidememişti. Sanki isyan edenlerin yanında gibi bir izlenim oluşturmuştu bu. Ancak 2. Mesud'un Anadolu'dan çıkamamasına sebep olan kişi yine isyan eden Moğol komutanının kendisiydi. Aslında zorla Anadolu'da tutulmuştu kendisi. Ancak bunu anlatabilecek miydi, anlatamayacak mıydı Moğol hanına? İşte orası biraz karmaşıktı.