Gıyasettin'in annesi, Karamanoğulları'nın yardımını alarak kendi küçük şehzadelerini Konya'da tahta geçirmeyi başarmıştı. Ancak bu şehzadeler uzun süre tahta kalamadılar. Olaylar bununla da bitmeyecekti. Karamanoğulları'nın bir kez daha Anadolu Selçuklu tahtına müdahale etmesi, Moğolların yenilen Anadolu'ya yönelmesine sebep olmuştu. Bu kendi kendini tekrar eden ve Anadolu halkı için sefaleti giderek arttıran bir döngüye dönüşmüştü. Karamanoğulları güçlendikçe Anadolu Selçuklu tahtına müdahale de bulunuyordu. Bu müdahale oldukça Moğollar ordu toplayıp Anadolu'ya geliyor ve ordunun bütün masraflarını Anadolu halıkından kesiyorlardı.

Anadolu halıkının sefaleti hiç bitmeyecek gibi duruyordu.  Moğol ordusu Anadolu'da gezinirken kendinden kaçan halka karşıda büyük bir sinir beslemeye başlamıştı. Özellikle Moğol komutanı şehirlerden geçerken kendisinden kaçıp evliritini terk etti. Mağaralara sarılan halka karşı son derece acımasızca davranıyordu. Anlaşılan Moğolların korkakla hiçbir şekilde tahammülü yoktu. Moğol ordusunun da desteğinin yanında olmasına fırsat bilen Sultan Mesud ise kendisine karşı harekete geçen Germiyanoğulları'nın ordusunu da bu orduyla bozgunu uğratmayı başardı. Ancak Moğollar Konya'ya geldiğinde ve artık olayların yaşandığı yerlere iyice yaklaştıklarında çok daha tuhaf gelişmeler olacaktı. Bu tuhaf gelişmeler arasında en enteresan olanı 3. Gıyasettin'in annesinin Moğol komutanıyla görüşüp 3. Gıyaseddin'in iki oğlu ile Sultan Mesud arasında Anadolu Selçuk topraklarının bölüşüyle yönetilmesini istemesiydi. Ancak bu istek öncesinde Moğollar bu iki çocuğun gerçekten 3. Gıyasettin'den olup olmadığını araştırmalarını öngördüler ve bu araştırma sonucunda son derece ilginç bir sonuç ortaya çıkacaktı.