Jestler ve mimikler doğru kullanıldığında oldukça sempatik bir durum da ortaya çıkabilir. Bu sene Eurovision Şarkı Yarışması’nda Almanya adına yarışıp birinci olan Lena Mayer-Landrut, sahip olduğu aksanla oldukça sempatikti ve televizyonlarının başındaki milyonları etkilemeyi başardı. Benzer şekilde ülkemizde top oynamaya gelen yabancıları, ilk etapta öğrendikleri çat pat Türkçeleriyle konuştukları zaman çok sempatik bulmuyor muyuz?
Tabii ki madalyonun bir de diğer yüzü var. Peki, profesyonel yaşamda yabancı aksana sahip olmak kişileri nasıl etkiliyor? Bu sorunun cevabı Chicago Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir çalışma ile verildi. Sonuçları Journal of Experimental Social Psychology haziran ayı internet baskısında yayımlanan çalışmaya göre yabancı aksan, bu aksana sahip kişinin güvenilirliğini ve inanılırlığını zedeliyor.
Yabancı aksanın inanılırlık üzerindeki etkisini test etmek amacıyla deneyde yer alan Amerikalı katılımcılara ana dili İngilizce olan ve olmayan kişilerin (hepsi İngilizce konuluyor) söylediği basit ifadelerin gerçekçilik derecelerini değerlendirmeleri istendi. Bu ifadelerden biri “Zürafa susuz olarak deveye kıyasla daha fazla yol alabilir” cümlesi gibi basit bir cümle olup, araştırmacılar basit önyargı etkisini minimize etmek için bu cümlelerin konuşmacılara ait olmadığını, kendilerine okunması için metin olarak verildiğini belirttiler. Deney sonucunda konuşmacıların sadece kendilerine verilen metinleri okuduğunu bilmelerine karşın katılımcılar, yabancı aksana sahip olanların okuduğu metinlerin daha az gerçekçi geldiği değerlendirmesini yaptılar. Deney için hazırlanan gerçekçilik ölçeğine göre, ana dili İngilizce olanlar 7,5 skoru alırken, yumuşak aksana sahip olanlar 6,95 ve sert aksana sahip olanlar 6,84 skorunu aldılar.
Bunu takip eden ikinci deneyde ise, ilk deneyle aynı metinler kullanılmasına karşın bu defa katılımcılara, konuşulan aksanın inanılırlık üzerindeki etkisinin araştırıldığı söylenerek deneyin amacı belirtilmiş oldu. Bu kez ana dili İngilizce olanlar ile yumuşak aksana sahip olanların aynı oranda gerçekçi bulunmalarına karşın, sert aksana sahip olanların daha az oranda gerçekçi görüldükleri belirlendi.
Çalışmayı yürüten araştırmacılar Shiri Lev-Ari ve Boaz Keysar’a göre, yabancı aksana sahip olmanın özellikle iş arayanlar, muhabirler, görgü tanıkları ve çağrı merkezinde çalışanlar gibi kişilerin güvenilirliklerini ve inandırıcılıklarını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyorlar. Buna gerekçe olarak da yabancı aksanın kişinin anlaşılmasını zorlaştırdığını, bu nedenle de söylediklerinin daha az güvenilir olmasına sebep olduğu görüşündeler. Aslında sahip olunan aksanın bir ülkede yaşayan yabancıların nasıl görüldüğüne dair etkileri zaten bilimsel çalışmalara konu olmuştu. Bu çalışma ise, araştırmacıların daha önceden farkında olmadıkları güvenilirlik ve inanılırlık üzerindeki etkilerini ortaya koyması bakımından çarpıcı bir örnek teşkil ediyor.
Araştırma ile ortaya konan bulgu aslına bakılırsa beklenilen bir sonuç. Eğer ana diliniz bulunduğunuz ülkeninkinden farklı ise hemen kendinizi ele verirsiniz ve o bölgenin insanı olmadığınız hemen anlaşılır. Hatta bu olgu o kadar kuvvetlidir ki, aynı ana dile sahip olsanız bile farklı yörenin ağzıyla konuştuğunuzda bile oranın yabancısı olduğunuz açığa çıkar. Yabancı olan şey ise yadırganır ve ister istemez ötekileştirilir. Doğal olarak da bu sizin sözlerinizin inandırıcılığını etkileyecektir. Bu sonuçlar, globalleşen dünyada, profesyonel işleri gereği ister istemez her gün ana dili dışında konuşmak durumunda kalan milyonlarca kişinin, diğerleri tarafından nasıl görüldüğüne dair de önemli ipuçları sunuyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız