Alçak rakımlardaki havaya göre daha az oksijen içeren dağ havasında nefes alıp vermek kalbin biraz daha hızlı atmasına ve vücudun daha fazla enerji yakmasına neden oluyor. Almanya’daki Ludwig-Maximilians Üniversite Hastanesi’nden gastroenterolog Florian Lippl, yüksek rakımlarda antrenman yapan atletlerin kilo vermeye yatkınlıklarını gösteren çalışmalardan hareketle, dağ havasının obez kişilerdeki etkilerinin nasıl olacağını merak etti. Lippl ve meslektaşları 20 obez erkeği Avusturya sınırına yakın olan Zugspitze dağının zirvesinden 300 metre aşağıdaki çevresel araştırma istasyonuna davet ettiler. Denekler 2650 metre yüksekliğe neredeyse hiçbir efor sarf etmeden, demiryolu ve teleferikle ulaştılar.
Kendilerinden her gün, günlük düzenlerinde alışmış oldukları kadar adım atmaları istendi ve bu miktar adım sayacı ile takip edildi. İstedikleri kadar yemelerine de izin verildi. Araştırmacıların leptin ve ghrelin gibi iştah ve obezlikle ilişkili hormonları test edebilmeleri için deneklerden ayrıca kan da alındı. Bir haftanın sonunda, başlangıçta kilo ortalaması 105 olan deneklerin yaklaşık ortalama 1,5 kilo verdiği saptandı. Sonuçları Obesity dergisinde yayımlayan araştırmacılar kan basıncının da düşmesini kilo kaybına bağlıyor. Lippl, normalde az besin alımıyla düşen leptin düzeyinin deneklerde yükselmiş olmasını ise daha ince olan dağ havasının etkisiyle açıklıyor.
Obesity dergisinin editörü ve aynı zamanda Los Angeles’taki Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde fizyolog olan Richard Bergman çalışmanın bir başlangıç olmakla birlikte etkileyici olduğunu vurguluyor. Şili’deki And dağlarına yaptığı üç aylık yolculuğu sırasında 11 kilo veren, İngiltere’deki Glamorgan Üniversitesi’inden fizyolog Damian Bailey ise yüksek rakımlarda iştah kaybının kesinlikle anahtar olduğunu belirtiyor.
Yorumlar
Yeni kilo verme yöntemi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız