Doğrusunu söylemek gerekirse, kimse esnemenin ne işe yaradığını yüzde yüz olarak bilmiyor. Tek bilinen, karbondioksit miktarının artışı, yorgunluk, sıkıntı ve endişenin esnemeye yol açtığı. Aynı ağlama ve gülme gibi, esneme de normal nefes almanın farklı bir çeşidi. Bu, bilinçli olmayan bir refleks hareketi. Ağız açılırken, insan normalden, daha derin ve daha uzun bir nefes alıyor. Bu sırada, gözler yaşarıyor, çünkü yüz hareketleri gözyaşı bezlerine baskı yapıyorlar, insan esnedikten sonra gerilme ihtiyacı da duyuyor.
Doktorlar esnemenin kanın kimyasındaki dengesizliğe -fazla karbon dioksit ve yetersiz oksijen- karşı bir tepki olduğunu düşünüyorlardı. Ancak deneyler, fazla karbon dioksitin daha derin nefes alınmasına neden olurken, bir esneme ile sonuçlanmadığını gösterdi. Aynı şekilde, havadaki oksijen yoğunluğunun artması da esnemeyi engelleyemiyordu.
Esneme kısa bir süre için kalp atışlarını hızlandırarak beyne daha fazla kan gitmesine neden oluyor. Bir teoriye göre de esneme fazla nefes alınmasına neden olarak, kişinin tetik olmasını sağlıyor. Esnemenin ilk insanların sürekli tetikte olmasında önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.
Esneme, bilimsel açıdan bulaşıcı olarak kabul edilmiyor. Ancak, sıkıcı bir ders dinleyen öğrenciler örneğinde olduğu gibi, aynı ortamda bulunan insanlar farkında olmadan birbirlerini taklit ediyor olabilirler. Eğer esneme gerçekten ilkel bir tepkiyse, grupların bunu birlikte yapması çok doğaldır.
Yorumlar
Yani bulaşıcı mı?
Sadece esneme değilmiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız